6 Şubat 2013 Çarşamba

tostun içinde sucuk var mı?


“Tostun içinde sucuk var mı?”
Kasiyer; ‘hı.’ Dedi.
“Peki markası ne?”
Kasiyer omuz silkti.
“Bi sorabilir misiniz markasını.”
Kasiyer muhatap olmadı.
“Sucuğun markası diyorum?”
Kasiyer arkaya gitti. Sonra döndü ve
‘bilmiyorum.’ dedi.
“Sen benimle dalga mı geçiyorsun?”
Kasiyer mal mal baktı.
Şimdi iyice sinirlenmişti: ‘salaksın herhalde sen!’ diye çıkıştı.
 Arkadan hemen bir görevli geldi. Ne olduğunu sorup
durumu öğrenince: ‘Efem kusura bakmayın yeni aldık da arkadaşı. Biraz şey kendisi.’ Bunu kaşlarını kaldırıp gözlerini pörtleterek söylemişti.

   İçinde derinlerde nefret bir dalga gibi fokurdadı; “BİRAZ ŞEYSE ALMAYIN O ZAMAN İŞE!”
Arkadaşı onu sakinleştirdi. Sonra hafif sırıtarak; “Neden herkesten bu kadar nefret ediyorsun, nefretçi. Hahahaha”
“Bilmiyorum.” diyebildi. Ama kafasının içinde soruya verdiği gerçek cevap yankılanıyordu; “Çünkü onların hepsi basit bir soruya cevap veremeyen insan müsveddeleri, beceriksiz ve sefil yaratıklar. Okumayanlar. Okusa da anlamayanlar, aptallar, fasitler, ırkçılar, eğlenmesini bilmeyenler, sanattan anlamayanlar, bok gibi para kazananlar ve hayattan bihaberler, merhaba demekten bile acizler.”
“Boşver.. Kız biraz şeymiş işte. Hem yeni başlamış işe panik yapmıştır.” dedi arkadaşı.
“Biliyorum” dedi. Ama zaten sorun kız değildi. Sorun metroya binerken ona omuz atan adamdı, otobüste yer kapmak için ayağına basan kadındı, alt katta tadilat yapma adı altında evi yıkan yeni evli çiftti, kahvesini soğuk, kolasını sıcak getiren garsondu, yaya geçidinde durmak bir yana gaza basan taksiciydi. Sorun hepsiydi, herkesti. Fakat, ‘herkes’ bir arada yaşamak zorundaydı. Hep birlikte yaşamalılardı. Dip dibe, üst üste. Bunları düşünmemeliydi, düşünürse düşerdi. O yüzden düşünmeyi bıraktı, tostunu yedi. Kim bilir içinde hangi marka sucuk vardı…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder