Yoo hayır! Yazım hatası yapmış değilim, romantizm
değil ‘bromantizm’. Kelimeyi erkek
romantizmi diye dümdüz çevirebiliriz. Fakat erkek romantizmi deyince aklınıza
‘romantizm’ ya da ‘homoerotizm’
gelmesin; çünkü böyle bir kelimenin ortaya çıkmasının başlıca nedeni,
iki erkek arasındaki ilişkinin homoseksüel olan ilişkiden ayrı oluşunu
vurgulamak zaten.
Kavramın kadınları içine almadan üretilmiş olması ise
oldukça manidar. Kadının romantizmi denilince akla hep karşı cinsle arasındaki hüsumet
gelecektir. Kadınların birbirleri için romantik arkadaşlık duyguları
beslemesinin pek olası olmadığı bu terimi bulanlar tarafından da anlaşılmış
olacak ki işi ‘bro’ seviyesinde bırakmışlar. Hem, aynı cinsten iki kişinin
dostluğu söz konusu olacaksa, zaten iki kadının dostluğundan bahsetmek bile
sakıncalıdır. Çünkü; iki kadın arasındaki dostluk hiçbir zaman saf olmayı
başaramamıştır. Kadınlar, içten içe rekabetten ve kıskançlıktan (ya da daha yumuşakça
söylersek özentilikten ya da imrenmeden) bağımsız bir arkadaşlık kurmayı
beceremezler ya da ben becerenini görmedim…
İki erkeğin arasındaki sıkı arkadaşlık ilişkisi
kadınlardaki gibi bir rekabet ortamına dönüşmez; erkeklerin bu taraklarda bezi
yoktur çünkü. Birbirlerine gerçek anlamda ‘kankalık’ yaparlar. “Bu gömlek
üstümde nasıl durdu abi?” sorusunun cevabı, cevap verenin gerçek görüşünü
yansıtırken, “Ya tatlım ya bu gömlekle güzel olmuş muyuumm?” sorusunu cevaplayanın
yalan söyleme olasılığı %90’dır.
Yine de, aynı cinsten iki kişinin dostluğuna bir ad
konacak kadar vurgu yapılmasının altında yatan homofobiyi göz ardı etmemek
gerek. Her ne kadar paylaşılan şey sadece kadınlar, arabalar ve spor olmadığı
zaman bu arkadaşlık ilişkisi daha derin ve hatta duygusal olarak
nitelendirilebilecek olsa da, bu türden bir dostluğun ‘bromance’ olarak
adlandırılmadan, ötekileştirilmeden de kabul edilebiliniyor olması gerekir.
Bromantizmin örnekleri sanat, müzik ve sinema
tarihinde aranırsa rahatlıkla bulunur elbet. Fakat çok gerilere gitmeden tarihin
gelmiş geçmiş en büyük bromantiğini kolaylıkla teşhis edebiliriz; alkışlar
Barney Stinson için!!! How I Met Your Mother’in ilişkiler konusunda
duygusuz hatta pislik olarak bile adlandırabileceğimiz bir karakteri olan
Barney, söz konusu arkadaşlık olunca romantiğin dibi, ay pardon, bromantiğin dibi
oluverir. Marshall’a en iyi arkadaşım diyen Ted’ı her defasında düzeltir.
Çünkü, her ikisinin de en iyi arkadaşı o olmak zorundadır. Birlikte
geçirdikleri dakikaları “legendary” yaparak arkadaşlık ilişkilerini en üst seviyeye
taşır; arkadaşları hayatlarının en unutulmaz dakikalarını onunla birlikte
yaşamak zorunda, onu çok sevmek zorundadır.
|
legendary moments |
|
ilk başta her şey çok güzeldi:) |
Ayrıca bu hafta sonu üçüncüsü vizyona girecek olan
Hangover da bromantik erkeklerin kankaları için neler yapabileceklerini
göstererek, erkekler arasındaki arkadaşlık ilişkisinin en uç noktasından örnek
veren sevdiğimiz filmlerden.
Bunlar tabi son model örnekler.
|
Johnny Cash'den de dinlenilmesi tavsiye edilir |
Biraz eskilere, lügatımızda da bu
kelimenin olmadığı zamanlara gittiğimizde ‘bromantikler’in hasolarıyla karşılaşırız esas. Tarihin en duygusal şarkılarının çoğu erkek
kankalar için yazılmıştır. Mesela, Bonnie Prince Billy’nin “I see a darkness” parçası
en iyi erkek dostluğu şarkısı seçilebilir, hakkıdır.
|
uğruna şarkılar yazılan Syd abimiz |
Ayrıca, aşk acısı çekenleri
ağlatmış, sümüklerini akıtmış “Wish you were here” aslında Roger Walters’ın Syd
Barrett’a olan ‘geri dön!’ yakarışıdır. Rogerciim kankasını çok özler...
Yine de “olum acayip bi kelime öğrendim!” diyip de
herkese “ay siz ne şeker bromantiklersiniz.” , “kanki sen de amma bromantiksin
haa.” gibi çıkışlarda bulunmayın, kelime çok yeni, açıklayana kadar ağzınıza
yumruğu yeme ihtimaliniz yüksek, benden söylemesi…